- Beyan
* Beyan, ein Niedersächsisches Nebenwort des Ortes, welches im Hochdeutschen ungewöhnlich ist, für neben an. Er wohnt hier gleich beyan.
http://www.zeno.org/Adelung-1793. 1793–1801.
* Beyan, ein Niedersächsisches Nebenwort des Ortes, welches im Hochdeutschen ungewöhnlich ist, für neben an. Er wohnt hier gleich beyan.
http://www.zeno.org/Adelung-1793. 1793–1801.
beyan — is., Ar. beyān 1) Söyleme, bildirme 2) ed. Bir eserde, düşüncelerin, duyguların, hayallerin doğuş ve değerlerini, bunların anlatımında tutulacak yolları konu edinen bir edebiyat bilgisi dalı Birleşik Sözler beyan değeri beyanname ayan beyan irade … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyân — (A.) [ نﺎﻴﺑ ] açıklama, ifade etme, dile getirme. ♦ beyân edilmek açıklanmak, dile getirilmek. ♦ beyân etmek açıklamak, dile getirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
beyan etmek — bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak Bu beklenmedik sevgi gösterileri karşısında ne kadar şaşırıp kaldığını gazete muhabirlerine beyan etmekten çekinmemiştir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEYAN-I EFKÂR — Fikirleri beyan etme, fikirleri söyleme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYAN-I TEFSİR — Huk: Mücmel ve mübhem bir sözden maksadın ne olduğunu açıklayan beyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYAN-I ZARURET — Huk: Zaruri beyandır. Susmak suretiyle ifade edilen mâna, beyan ı zaruret kabilindendir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beyan — devayi telh ve şirin boya ve beyn, şirin boyan dahi derler; asıl süs … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEYAN — İzah. Açıklama. Anlatma. Açık söyleme. * Öğretme. * Fesahat ve belâgat. * Edb: Belâgat ilminin hakikat, mecaz, kinâye, teşbih, istiâre gibi bahislerini öğreten kısmı. (Bak: Belâgat) * Söz olsun, iş olsun; vukû bulan şeyden murad ne olduğunu o şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FELSEFE-İ BEYAN — Beyan İlmindeki kaidelerin vaz ediliş sebeb ve gayelerinin açıklanması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beyan değeri — is., fiz. İletkenler için akım geçirme yeteneğinin belirtisi … Çağatay Osmanlı Sözlük